Çevremize Duyarlıyız...

Çevre Sorunları

Günümüzde hemen her ülkenin en önemli sorunlarından biri haline gelen çevre sorunları, özellikle küreselleşmenin etkisiyle uluslar arası bir boyut kazanmıştır. Bugün ulusal ve uluslar arası düzenlemelerde yer alan ve tartışılan bu sorunlar, ekonomik, sosyal ve siyasal yönü olan çözümler beklemektedir. Diğer ifade ile dünyanın ortak sorunu haline gelen çevresel sorunların ancak uluslar arası işbirliği çerçevesinde çözüleceği düşünülmektedir. Bu bağlamda küreselleşme ve buna bağlı olarak çevresel sorunlar, sürdürülebilir kalkınma ve bunların ulusal ve uluslar arası boyutu ele alınarak birtakım önerilerde bulunmak gerekmektedir.


Çevre sorunları son yıllarda giderek artış göstermiş ve ulusal ülkeler bu konunun ciddiyetini giderek daha fazla anlamıştır. Bunun nedeni, çevre sorunlarının sınır tanımaksızın insan hayatını, her yerde tehdit eder olmasıdır. Son yıllarda dünyada olan iklim değişiklikleri, sıcaklıkların artması, buzulların erimesi, fırtınalar ve doğal bitki örtüsün değişim göstermesi uluslararası alanda birçok ülkenin beraber hareket etmesini sağlamış, çevreyi tehdit eden bu tarz durumlar uluslararası sorun olarak sayılmaktan çok, küresel sorunlar olarak kabul edilmiştir.


Uluslararası faaliyetlerin söz konusu sorunları gidermede etkili olamamaları gelecek için ciddi kaygılara yol açmış ve konunun küresel ölçekte ele alınarak ortak çözüm yollarının belirlenmesi ve yeni politikaların geliştirilmesi ihtiyacını doğurmuştur. Bu yeni politikaların ana hatları;



Bu bağlamda global çevre koruma çalışmalarına tüm gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin aktif katılımını sağlamak, yeni ve ek finansman kaynaklan oluşturmak ve bilimsel ve teknolojik bilgilere kolaylıkla ulaşabilmeyi sağlamak gelecek için atılacak en gerçekçi adımlar olacaktır.


Çevre, çeşitli ölçeklerde ve miktarlarda bir kaynaklar bütünüdür. Bu kaynaklar iyi planlanmadığı ve iyi yönetilmediği takdirde, insanların ve diğer canlıların geleceği tehlikeye girebilir. Bu nedenle son zamanlarda, çevrenin ve çevre kaynaklarının yönetiminden çok sık söz edilmeye başlanmıştır. Çevre yönetimi geniş anlamda düşünüldüğünde, dünyanın hatta uzayın yönetimi anlamına da gelebilir. Çevreyi ve çevresel kaynaklan akılcı kullanabilmek için sürdürülebilir bir gelişme hedefine yönelik olarak kullanabilmek için, bu kaynaklan her ölçekte, uluslararası, bölgesel, ulusal, yerel, daha iyi yönetmemiz gerekmektedir.


Bugün geçmişten çok farklı olarak, çevre konusundaki mümkün olduğu kadar az kirletme, kirletilen alanları temizleme, kirletenin kirlilik bedelini ödemesi, çevre bozulmasının ekonomik gelişme için ödenmesi gereken geçici bir bedel olduğu, dünya kaynaklarının tükenmez olduğu, havanın, suyun bedava kaynaklar olduğu- anlayışlar değişmiştir. Artık; çevreye bir kaynak kullanımı ve kaynak yönetimi olarak bakılması gerektiği, ekonomik ve sosyal gelişmenin çevreden ayrı düşünülemeyeceği, aynı yerkürede yaşayanların ortak bir kaderi paylaştığı, geçmişte uygulanan yanlış kalkınma ve gelişme politikalarının, yerkürenin çevresel kaynaklarım ciddi bir biçimde tehlikeye soktuğu, bugünkü kuşakların kendi ihtiyaçları karşılanırken, gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını karşılama haklarını tehlikeye sokmayacak ve çevre ile uyumlu "sürdürülebilir" bir kalkınma ve gelişme politikası izlemesi gerektiği görüşleri büyük ölçüde benimsenmiş, ilkelere ve eylem planlarına yansımıştır.